14 YIL SONRA BİR İLK
Ekim 31, 2013
Özgürlüğe pranga vurulan en önemli meselelerden biri de
şüphesiz ki Başörtüsü…
1999 dan bu yana 14 yıl aradan sonra Adalet ve Kalkınma Partili dört milletvekili genel kurula başörtülü olarak geldiler. Mecliste nasıl bir ortam oluşacağı merak konusu idi. Merve KAVAKÇI vakasının tekrar edilip edilmeyeceği ve bu eksende de Cumhuriyet Halk Partisi ‘nin tutumu konuşuluyordu.
Meclis Başkanı Meral AKŞENER her zamanki gibi mükemmel bir oturum yönetti. Tüm parti
grup başkanlarına oturuma 15 dakika ara verip üslup konusunda uyarıda bulundu.
Cumhuriyet Halk Partisi her zaman başörtüsüne dair gereksiz açıklamalarda
bulundu Muharrem İNCE aracılığı ile.
Ancak Cumhuriyet Halk Partisi kanadından bireysel tepkiler vardı.
Hükümet adına eleştirilere Bülent ARINÇ cevap verdi ve ‘seçim
yatırımı olarak düşünülmemesi gerektiği temel hak ve özgürlükler olarak
düşünülmesi gerektiğini’ söyledi . Akabinde Cemil ÇİÇEK ‘meclis kendisine
yakışan bir şekilde çalışmalarını tamamladı’ dedi ve böylece tarihi bir adım
atılmış oldu.
Zorlu bir süreçti bu eğer eskisi gibi devam etseydi
başörtülü milletvekillerini bugün mecliste göremeyecektik. Ecevit laiklik
konusunda Cumhuriyet Halk Partisi ‘nden daha yumuşaktı ancak 1999 ‘da seçilmiş
bir vekilin dışarı çıkılmasını ‘bu kadına haddini bildirin’ gibi aşağılayıcı
bir üslupla sağladı . Bunda o zamanki asker ve yargı vesayetinin önemi büyüktü.
2008 ‘de Milliyetçi Hareket Partisi ve Adalet ve Kalkınma Partisi
oylarıyla üniversitelere başörtülü kardeşlerimizin alınmasının kapıları açıldı.
Eğer bugün asker, her şekilde ‘Cumhuriyeti koruyorum,
kolluyorum’ diyerekten hareket etse idi, Cumhuriyet Halk Partisi ‘nin sesi daha
fazla çıkardı ve bu olgunun neticesi olarak bugün mecliste 1999 manzarasının
aynısı yaşanırdı.
Sunni Müslümanların
uğradıkları mağduriyetler kuran kurslarında yaş sınırları, İmam Hatipler orta
kısmının açılması gibi düzenlemelerle önü açıldı ve önleri açıldı.
Muhalefetin meclisteki
tavrı bu konuda önemli idi:
Milliyetçi Hareket Partisi ‘nde bir sorun yok en baştan
itibaren özgürlük olarak baktı ve 2008 ‘deki üniversitelerde başörtüsü
özgürlüğü, MHP katkısı sayesinde oldu. Bugün MHP ‘nin duruşu düzgündü. CHP ‘nin
kendisi başlı başına problem, kendi içinde bir çelişki var. Uzun yıllar bir
haksızlık yapıldı diye bir kabullenme yerine, mahalli seçimlerde bunu
kullanacaksınız diyorlar. Ne ulusalcıları kızdıralım ne de laikçileri
kızdıralım diyorlar ‘ne şiş yansın ne kebap’ görüşü ile bu iş yürümez.
Tüm bunlar şöyle dursun bence asıl mesele ‘Laiklik’ kelime
ve içeriğinin anlaşılamaması ya da çarpıtılmasıdır en büyük problem. Laikliği
doğru anlamak en önemlisidir. Laiklik asıl özgürlüktür. Laiklik insanları belli
kalıba sokmak yasaklar koymak için değildir. Laiklik dinden esinlenen hiçbir
kuralın dayatmacı bir şekilde kimseye uygulanmamasıdır.
Fransa ‘da bile Kürtaj yasaktı -Katolik olmasından dolayı-
Katolik doktorlar ‘biz kürtaj yapmak istemiyoruz’ dediler. Fransa ise ‘doktor kürtaj yapmayı reddedebilir’ dedi. Bir
seçenek sunuluyor ve dayatma yok. Başörtüsü meselesi de böyledir bir dayatma
yoktur isteyen başı açık isteyen başörtüsü ile gelebilmelidir.
Bir diğer mesele ise Marmaray ‘ın açılışının Diyanet İşleri
Başkanı tarafından dua ile açılması. Hangi zihniyet fikriyat duaya ,dua ile
hayr bir şekilde Allah ‘ın ismi anılarak işe başlanmasına karşı
çıkabilir.Cevabını sen biliyorsun. Oysa ki Amerika ’da kongre dua ile açılıyor
İngiltere ‘de ise Avam kamarasında dua ile açılıyor.
Şunu iyi kavramamız gerekmektedir; Laiklik dinden arınmış
bir toplum değildir aksine inancını serbestçe uygulayan bir topum biçimidir.
Tüm bunların ışığında arzum şudur ki; bedelini ödemiş ve
çilesini çekmiş biri olarak hakkaniyet gereği Merve KAVAKÇI ‘yı Adalet ve
Kalkınma Partisi ‘nin aday göstereceğine inanıyor ve destekliyorum.
0 yorum
Yeni yorumlara izin verilmiyor.