KIYMETLİ EVRAK HUKUKUNDA 'İMZALARIN İSTİKLÂLİ İLKESİ' İLE İLGİLİ YARGITAY KARAR İNCELEMESİ
Ocak 16, 2014Yargıtay 19.Hukuk Dairesi
Karar : 2005/4671 Tarih : 25.04.2005
I. OLAYIN ÖZETİ:
Menfi tespit-istirdat
davasında taraflar arasında gerçekleşen yargılamanın nihayetinde ilamda yazılmış olan nedenlerden dolayı
(Yargıtay karar incelemesi yaparken kararlarda genelde Yargıtay kendi
görüşünü açıklar ilk derece mahkemelerinin ve davanın içeriği ile ilgili pek
fazla bilgi vermez biz ise Yargıtay ‘ın görüşünden bir öngörü yaparak davanın
içeriğini, ilk derece mahkemesinin kararını değerlendireceğiz. ) davalı olan
Talip İlhan vekili dosyayı temyiz etmiştir.
Davaya konu olan bono
ile ilgili kısaca bilgi vermek gerekirse;
Davacılar vekili,
müvekkillerinin dava dışı Mehmet Marşan`a borçlarına karşılık verdikleri boş bono bedelini ödediklerini
ancak bononun iade edilmeden çalındığını ve davalıların eline geçtiğini
belirterek müvekkillerinin takibe konu bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili,
müvekkilinin iyi niyetli ciro yoluyla hamil olduğunu bildirerek davanın reddini
istemiştir.
Kambiyo senetlerinde
imzaların istiklali ilkesi caizdir. Diğer
Bir deyişle, beyanlar birbirinden bağımsızdır.Bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kimselerin
imzasını sahte imzaları, gerçekte mevcut olmayan şahısların imzalarını yahut
imzalayan veya namlarına imzalanmış olan şahısları herhangi bir sebep
dolayısıyla bağlamayan imzaları taşırsa, diğer imzaların sıhhatine bu yüzden
halel gelmez.
Ayni Esas karara konu olan davada da
geçerlidir.
II.
MERCİLERİN ÇÖZÜMÜ:
A.
YEREL
MAHKEME: Mahkemece, davalının senedi mal karşılığı olarak
davalı Zafer Yılmaz isimli şahıstan ciro yoluyla aldığı savunmasında kanıtlayıcı bir delil sunamadığı gibi
lehtar Zafer Yılmaz`ında hayali bir şahıs
olduğu, bu durumda davalının meşru hamil olmadığı, yapılan cironun da
geçerli bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacıların ödedikleri
1.400.000.000.TL`nin ve %40 tazminatın davalı Talip İlhan`dan alınarak
davacılara verilmesine karar verilmiş,
B.
YARGITAY 1.CEZA DAİRESİ: 1- Davacı vekili temyiz aşamasında vermiş olduğu
21.2.2005 tarihli dilekçesi ile davalılardan Zafer Yılmaz aleyhine açmış
oldukları, davayı atiye bıraktıklarını bildirmiştir. Bu durumda anılan davalı
yönünden bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
2- Diğer davalı Talip İlhan vekilinin temyizine gelince;
Davaya konu bononun keşidecisi Mehmet Cemal Tanyücel, kefili Rüştü Turgay Tanyücel lehdarı davalılardan Zafer Yılmaz hamili ise diğer davalı Talip İlhan`dır.
Davaya konu senedi aracından çaldırdığı iddia edilen dava dışı Mehmet Marşan`ın emniyete ilk müracaatında söz konusu bononun çalındığı hususunda bir bildirimi bulunmamaktadır. Ayrıca ceza mahkemesi kararında da senedin davalı Zafer Yılmaz tarafından diğer davalı hamil Talip İlhan`a ciro edildiği belirtilip ve hamil hakkında "sahte senet tanzimi" suçundan beraat kararı verilmiştir.
2- Diğer davalı Talip İlhan vekilinin temyizine gelince;
Davaya konu bononun keşidecisi Mehmet Cemal Tanyücel, kefili Rüştü Turgay Tanyücel lehdarı davalılardan Zafer Yılmaz hamili ise diğer davalı Talip İlhan`dır.
Davaya konu senedi aracından çaldırdığı iddia edilen dava dışı Mehmet Marşan`ın emniyete ilk müracaatında söz konusu bononun çalındığı hususunda bir bildirimi bulunmamaktadır. Ayrıca ceza mahkemesi kararında da senedin davalı Zafer Yılmaz tarafından diğer davalı hamil Talip İlhan`a ciro edildiği belirtilip ve hamil hakkında "sahte senet tanzimi" suçundan beraat kararı verilmiştir.
III. ÇÖZÜMÜ GEREKEN HUKUKİ PROBLEM:
Bir kambiyo senedinde,
herhangi bir sebeple geçersiz bir imzanın bulunması, diğer imzaların sıhhatini
ve bu imzaların sahiplerinin borcu ödeme sorumluluğunu etkileyip etkilemediği
çözümü gereken hukuki bir problemdir.
IV.
KANAAT:
Bono,çek,senet,poliçe ya
da kıymetli evraka imza atan ciranta,keşideci,aval
ya da muhatap olan kişiler kıymetli evrakın diğer imzacılarından bağımsız
olarak atmış olduğu imza ile sorumludur.Kıymetli evraktaki imzacıların her biri
kendi imzası ile sorumludur.Kıymetli evraktaki bir imzanın geçersizliği diğer imzaların
sıhhatini ya da imzacıların
hukuki sorumluluğunu etkilemez.Tüm bu ilkelere “imzaların istiklali ilkesi” adı
verilir.
Kambiyo
senetlerinde geçerli olan ilkelerden birisi de İmzaların Bağımsızlığı
İlkesidir.
Bir
poliçeye hangi sıfatla olursa olsun (keşideci, ciranta, muhatap, avalist) imza
atmak suretiyle sorumluluk altına giren kimse, diğer imza sahiplerinin
imzasından bağımsız olarak sorumluluk altına girer. Diğer imzalar herhangi bir
sebeple geçersiz olsa dahi, bu geçersizlikten bağımsız olarak her imza sahibi
kendi imzasından sorumlu olmaya devam eder. Dolayısıyla bir poliçe veya bono
borçlanmaya ehil olmayanların imzasını, aslında mevcut olmayan şahısların
imzalarını yahut imzalayan veya namlarına imzalanmış olan şahısları herhangi
bir sebeple bağlamayan imzaları taşırsa, diğer imzaların sıhhatine bu yüzden
halel gelmez. Diğer bir ifadeyle;
Bono,çek,senet,poliçe ya da kıymetli evraka imza atan ciranta,keşideci,aval ya da muhatap olan kişiler
kıymetli evrakın diğer imzacılarından bağımsız olarak atmış olduğu imza ile
sorumludur.Kıymetli evraktaki imzacıların her biri kendi imzası ile
sorumludur.Kıymetli evraktaki bir imzanın geçersizliği diğer imzaların
sıhhatini ya da imzacıların hukuki sorumluluğunu etkilemez.Tüm bu ilkelere
“imzaların istiklali ilkesi” adı verilir.
Yukarıdaki şekilde
görüldüğü gibi karara konu olan davamız eski TTK dönemine ait olsa da muhteva
ve içerik manasında bir değişiklik yapılmamış olup sadece türkçeleştirilmiştir.
Kararımızın incelemesini bu sebepten mütevellit yeni TTK ‘ya göre yapmakta bir
mahsur görmüyorum.
TTK 677 ‘de öngörülmüş
olan imzaların bağımsızlığı ilkesi uyarınca,poliçede imzası bulunan herkes,
diğerlerinin sorumluluğundan ayrı ve bağımsız olararak sorumluluk altına
girer.Poliçe üzerine atılan her imza kendi sahibini diğer imzalardan bağımsız
olarak bağlar. Bu sonucun gerçekleşmesi için, unsurları yönünden geçerli bir
poliçe üzerinde şekil bakımından tamam ve görünüşe göre sahibini bağlayan bir
imzanın bulunması yeterlidir.[1]
İmzaların istiklali
ilkesi, kimi zaman hakkaniyete aykırı sonuçlar doğuruyor gibi gözükse de,
tedavül kabiliyeti yüksek kambiyo senetlerinde, işlem güvenliğini sağlamak
açısından geçerli olması gereken bir kuraldır.(Nitekim karara konu olan davada
da tedavül kabiliyeti yüksel bir kambiyo senedi vardır.) Ehliyetsizin attığı
imza kendisini bağlamadığı gibi, imzası taklit edilen kişinin de sorumluluğu
söz konusu olmaz, fakat senet geçerli ve diğer imza sahipleri için bağlayıcı
kalır.Yetkisiz temsil[2]
halinde de , senetten dolayı, senette temsil edilen olarak görünen kişi değil,
yetkisiz temsilci sorumlu tutulur.
Mamafih, bu ilkenin
önemli bir diğer sonucu da şudur ki; her imza sahibinin imza attığı andaki
senet metni ile sorumluluk altına girmesidir.Kambiyo senetlerinde tahrifat
yapmak, resmi evrakta sahtecilik suçunu oluşturmakta[3]
ise de, tedavüle çıkarılmasından sonra senet metninde ,örneğin bedelde tahrifat
yapılmış ise, herkes imza attığı andaki bedel ne ise onun üzerinden sorumlu
olur.[4] [5]
Binaenaleyh,
kararımızda adeta abinin kardeşine verdiği ders gibi, Yargıtay ‘ın İlk derece
mahkemesine vermiş olduğu hukuk dersine şahit oluyoruz.Zira ilk derece
mahkemesinin ‘davalının
senedi mal karşılığı olarak davalı Zafer Yılmaz isimli şahıstan ciro yoluyla
aldığı savunmasında kanıtlayıcı bir delil sunamadığı gibi lehtar Zafer
Yılmaz`ında hayali bir şahıs olduğu, bu durumda davalının meşru hamil olmadığı,
yapılan cironun da geçerli bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne,
davacıların ödedikleri 1.400.000.000.TL`nin ve %40 tazminatın davalı Talip
İlhan`dan alınarak davacılara verilmesine karar vermesinde’ imzaların istiklali
ilkesini hatırlattığını görüyoruz.
Ezcümle,
yukarıdaki bilgilerin de ışığında Yargıtay ‘ın ilk derece mahkemesinin kararına
karşı vermiş olduğu bozma kararını hukuk dayanağı sağlam,isabetli ve tutarlı
bulmamdan dolayı gerekçelendirdiğim sebeplerle birlikte katılıyorum.
0 yorum