AVUKATIN RESMİ KILIĞI

Ocak 03, 2014


İLGİLİ MEVZUAT:
Meslek Kuralı 20.-Avukatlar ve avukat stajyerleri mesleğe yaraşır bir kılık ve kıyafetle başları açık olarak mahkemelerde görev yaparlar. Duruşmalara Türkiye Barolar Birliğince şekli saptanmış cübbe ile ve temiz bir kıyafetle çıkarlar. Erkek avukatlar iklim ve mevsim koşullarının elverdiği ölçüde kravat takarlar.  

I. AVUKATLIK KANUNU
Avukatların Resmi Kılığı
Madde 49 - Avukatlar, mahkemelere, Türkiye Barolar Birliğinin belirteceği resmî kılıkla çıkmak zorundadırlar.

II. AVUKATLIK KANUNU YÖNETMELİĞİ

Kılık
Madde 20- Avukatlar, mahkemelerde, Türkiye Barolar Birliği ve baro disiplin kurullarında görev yaparken ve avukatlık ant içme törenlerinde, Türkiye Barolar Birliğinin belirlediği resmi kılığı giymek zorundadırlar.
Türkiye Barolar Birliğince belirlenen resmi kılık, Türkiye Barolar Birliği ve baro genel kurullarında ya da yargı kuruluşları mensuplarının resmi kılıkları ile katıldıkları resmi törenlerde de giyilebilir.
Avukatlar, mahkemelerde münhasıran vekalet görevi ifa ettikleri davalar dışında resmi kılık giyemezler.
Avukatlar, mesleki ve yargısal faaliyetleri sırasında meslek kurallarının 20 nci maddesine uygun davranmak zorundadırlar.

III. AVUKATLARIN RESMİ KILIK YÖNERGESİ

Resmi Kılığın Biçimi:
1.-Avukatların görev yaparken giyecekleri resmi kılıkları Türkiye Barolar Birliğinde mühürlü olarak saklanan örnek şeklindedir.
2.-Bu örneğe göre; resmi kılık üç renkten oluşmuştur. Genel görünüm siyahtır. Yaka kırmızı, ön tarafın dış yüzü boydan boya parlak siyah, bu siyahın arka yüzü ile kol kapakları yeşildir. Yakanın altındaki dikiş sırma ile kapatılmıştır.
3.-Kırmıza yakanın genişliği (6)cm. Yaka altındaki sırma (1)cm. Yeşil kol kapağının dış yüzü (10)cm. Kol içine dönen kısmı (5)cm. Ön taraftaki parlak siyah(10)cm. Ve arkadaki yeşil (18) cm genişliktedir.
4.-Türkiye Barolar Birliği resmi kılığın Barolara gönderilmiş olan örnekleri Baro Merkezlerinde saklanacaktır. Avukatlar renkleri ve biçimi bu örneklerdeki renk ve biçime uygun diktirmek zorundadır. Renk ve biçim tutarlılığı Barolarca sağlanacak, uygun olmayanların giyilmesine izin verilmeyecektir.

Giyilebilecek Yerler:

5.- a.- Her Avukat, mahkemelere resmi kılıkla çıkmak zorundadır.
b.- Türkiye Barolar Birliği ve Barolar Disiplin Kurulu Başkan ve üyeleri duruşma yapılırken resmi kılıkları giyerler. Disiplin Kurullarında taraf vekilleri de resmi kılık giymek zorundadırlar.
c.-Avukatlık ant içme törenlerinde Baro Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyeleri resmi kılıklarını giyerler.
ç.- Türkiye Barolar Birliği ve Barolar Başkanları ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Adalet Yılı açılış törenlerine resmi kılıkla katılırlar.
d.- Türkiye Barolar Birliği ve Baro Organlarında görevli Avukatlar, yargı kuruluşları mensuplarının resmi kılıkları ile katıldıkları törenlerde resmi kılıklarını giyerler.
Giyilebilecek Durumlar:
6.- Türkiye Barolar Birliği ve Barolar Genel Kurul Toplantısında resmi kılık giyilebilir.
Giyilemeyecek Haller:
7.- Avukatlar mahkemelerde münhasıran vekalet görevini ifa ettikleri davalar dışında, bilirkişilik tanıklık ve tercümanlık yaparken, taraf oldukları hukuk davalarında, şahsi davacı veya sanık bulunduğu ceza davalarında (başka kimselerin, vekalet görevini almış olsalar dahi) resmi kılık giyemezler. 
8.- Örneğe aykırı, yırtık, yamalı ve uygun olmayan resmi kılık giyemezler. 
Yürürlük:
9.- Bu yönergede belirtilen resmi kılık 01.01.1975 tarihinde bütün Avukatlar tarafından giyilmiş olacaktır. Bu tarihten sonra, yeni resmi kılığı olmayan Avukatlar, mahkemelerde görev yapamaz ve duruşmalara alınmazlar.

Meslek kuralının 20.maddesi doğrultusunda 1.1.1975 tarihli “Avukatların Resmi Kılık Yönergesi” yürürlüğe girmiştir. Adalet Bakanlığı da 1.2.1995 tarihli genelgesi ile Türkiye Barolar Birliğinin bu kuralını “genelgenin hayata geçirilmesi ve bu genelgeye uymayanlar hakkında disiplin işlemlerine tevessül edilebilmesi yönünden barolara yardımcı olunmasında gereken hassasiyetin gösterilmesi amacıyla” keyfiyeti tüm mahkemelere ve savcılıklara duyurmuştur.Esas olan, meslektaşlarımızın; “erkek avukatların saç ve sakalları uzamış, erkek ve kadın avukatların kot pantolonlarla, yapılarına ve boylarına uymayan, yırtık sökük renkleri solmuş ve niteliklerini yitirmiş eskimiş cüppelerle görev yapmayı” sürdürmemeleridir. Kamu avukatlarının iki yılda bir cübbe alma hakları bulunmaktadır.Ancak giyim yardımı olarak verilen cübbelerin fiyatı 2006 yılı için 16,50 YTL’yi geçemez düzenlemesi bulunmaktadır. 1Bu rakam gerçeği yansıtmadığın cübbeler Barolar Birliğinden veya Barolar birliğince belirlenen fiyat aşılmamak üzere piyasadan temin edilir,düzenlemesi daha uygun olacaktır. Barolar Birliğinden alınması şartı getirildiği takdirde farklı tonlardaki cübbelerin de önüne geçilmiş olunacaktır.Ayrıca eleştirmemiz gereken bir başka davranış da meslektaşlarımızın adliye binalarındaki tuvaletlere cüppeli olarak girmeleridir. 

Bunlardan başka, yargıç ve savcıların yanında yargının kurucu unsuru savunmayı oluşturan avukatlar olarak, yargıç ve savcıların resmi kılığını belirleyen Hakim ve Savcıların Resmi Kıyafet Yönetmeliği'nin “CÜBBELERİN ALTINA GİYİLECEK KIYAFETLER” başlıklı 7. maddesinin atıfta bulunduğu,Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmeliğin 5. maddesinin de dikkate alınması uygun olacaktır.

Söz konusu 5.maddeye göre ;

a. Kadınlar:
Elbiseler temiz, düzgün ütülü sade; ayakkabılar ve/veya çizmeler sade ve normal topuklu, boyalı; görev mahallinde baş daima açık, saçlar düzgün taranmış veya toplanmış; tırnaklar normal kesilmiş olur. Ancak bazı hizmetler için özel iş kıyafeti varsa görev sırasında kurum amirinin izni ile bu kıyafet kullanılır.
Pantolon, kolsuz ve çok açık yakalı gömlek, bluz veya elbise giyilmez. Etek boyu dizden yukarı ve yırtmaçlı olamaz. Terlik tipi (sandalet) ayakkabı giyilmez. 
a) (Değişik: 2001/3459 - 10.12.2001 / m.1) Kadınlar;
Elbise, pantolon, etek temiz, düzgün, ütülü ve sade, ayakkabılar ve/veya çizmeler sade ve normal topuklu, boyalı, görev mahallinde baş daima açık, saçlar düzgün taranmış veya toplanmış, tırnaklar normal kesilmiş olur. Ancak bazı hizmetler için özel iş kıyafeti varsa görev sırasında kurum amirinin izni ile bu kıyafet kullanılır.
Kolsuz ve çok açık yakalı gömlek, bluz veya elbise ile strech, kot ve benzeri pantolonlar giyilmez. Etek boyu dizden yukarı ve yırtmaçlı olamaz. Terlik tipi (sandalet) ayakkabı giyilmez.

b - Erkekler:
Elbiseler temiz, düzgün, ütülü ve sade; ayakkabılar kapalı, temiz ve boyalı giyilir. Sandalet veya atkılı ayakkabı giyilmez. Bina içinde ve görev mahallinde baş daima açık bulundurulur. Kulak ortasından aşağıda favori bırakamaz. Saçlar, kulağı kapatmayacak biçimde ve normal duruşta enseden gömlek yakasını aşmayacak şekilde uzatılabilir, temiz, bakımlı ve taranmış olur. her gün sakal tıraşı olunur ve sakal bırakılmaz. Bıyık tabii olarak bırakılır, uzunluğu üst dudak boyunu geçemez, üstten alınmaz, yanlar üst dudak hizasında olur, alt uçları dudak hizasından kesilir. Kravat takılır, kravatı örtecek şekilde balıkçı yaka veya benzeri süveterler giyilmez. Hizmet gereğince uygun olarak verilmişse tek tip elbise giyilir.
Bina içinde gömleksiz kravatsız ve çorapsız dolaşılmaz.

IV.  KONUYA İLİŞKİN KARARLAR ;

1-Şikayetli avukatın, 11.11.2003 günü Ankara 5. İcra Müdürlüğü'nde, icra işlemleri yaparken türbanlı olarak görüldüğü, iki avukat ve bir icra müdürlüğü görevlisinin düzenlediği tutanakla tespit edilmiş ve Baro Başkanlığı'na bildirilmiş olduğundan, açılan disiplin kovuşturması sonunda Baro Disiplin Kurulu'nca eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir. 

Şikayetli avukat savunmasında, türbanlı olarak Ankara 5. İcra Dairesi' nde bulunduğunu, ancak icra dosyalarında işlem yapılmadığını, bir arkadaşını beklediğini, tutulan tutanağın geçersiz olduğunu savunmuştur. 

Dosya içinde bulunan 11.11.2003 tarihli tutanak incelendiğinde, şikayetli avukatın türbanlı olarak Ankara 5. İcra Müdürlüğü'nde takriben on beş adet icra dosyasına talep açtığının iki avukat ve bir icra müdürlüğü görevlisince düzenlenen tutanakla tespit edildiği görülmüştür. 

Avukatlık Yasası'nın 49, Avukatlık Kanunu Yönetmeliği'nin 20 ve TBB Meslek Kuralları' nın 20. maddelerine göre, avukatların mahkemelere Türkiye Barolar Birliği'nin belirttiği resmi kılıkla çıkmaları, mesleğe yaraşır bir kılık ve kıyafetle başları açık olarak mahkemelerde görev yapmaları zorunludur. 
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi ve Danıştay'ın 8. Dairesi'nin bu konuda verdikleri kararlar da içerek olarak, Avukatlık Yasası ve Avukatlık Kanunu Yönetmeliği ile Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları' nı doğrulamaktadır. 

Bu nedenle, şikayetlinin eylemi Avukatlık Yasasının 49, Avukatlık Kanunu Yönetmeliği'nin 20 ve TBB Meslek Kuralları'nın 20. maddelerine aykırı olduğundan, savunmasına itibar edilmemiş ve Baro Disiplin Kuru lu' nca yapılan değerlendirmede hukuksal isabetsizlik görülmediğinden kararın onanması gerekmiştir. Sonuç olarak, itirazın reddiyle, Ankara Baro’su Disiplin Kurulu'nun "kınama" cezası verilmesine ilişkin kararının onanmasına oybirliği ile karar verildi. (TBB Disiplin Kurulu T. 25.06.2005 E.2005/127 K.2005/204)

2- “1136 sayılı Avukatlık yasasının 49. maddesi uyarınca, avukatların resmi kılık ve kıyafetlerini belirleme yetkisi Türkiye barolar birliğine aittir.
Bu yetki, avukatların başörtüsü de dahil, yargı görevinin yürütüldüğü yerlerde giymeleri gereken tüm kılık ve kıyafetleri hakkında kurallar konulması da içermektedir.
Öte yandan, anılan yasanın 110 maddesinin (16) numaralı bendinde de, uyulması zorunlu meslek kurallarını, saptamanın ve tavsiye etmenin Türkiye barolar birliğinin görevleri arasında olduğu kurala başlanmıştır.

Türkiye barolar birliğince, yasanın verdiği yetkiye dayanılarak yürürlüğe konulan meslek kurallarının, 27-28 mayıs 1989 günlerinde yapılan 20. olağan genel kurul toplantısında değiştirilen 20. maddesinde, avukatlar ve avukat stajyerlerinin, mesleğe yarışır bir kılık ve kıyafetle, başları açık olarak mahkemelerde görev yapacakları, duruşmalara Türkiye barolar birliğince şekli saptanmış cübbe ile ve temiz bir kıyafetle çıkacakları, erkek avukatların iklim ve mevsim koşullarının elverdiği ölçüde kravat takacakları belirtilmiştir.

Belirtilen yasa ve meslek kuralları karşısında, tamamen Türkiye barolar birliğinin yetkisinde olan bir konuda Adalet Bakanlığınca görüş belirtilerek, başı örtülü avukatları duruşmaya kabul edip etmemeyi hakimlerin takdirine bırakan dava konusu Adalet Bakanlığı işleminde mevzuata ve hukuka uyarlık görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin (genelgenin)iptaline, oybirliği ile karar verildi.(Danıştay 8.D. 11.06.1998 T. E. 1996/5341 K.1998/2204)”2

3- “Türbanlı olarak duruşmaya katılan ve türbanını çıkarması konusunda yargıç tarafından uyarılan yakınıcı vekilinin temel özgürlük ve hakkını kullandığı gerekçesiyle olumsuz tutumunda direnmesi karşısında; duruşmadan çıkarılmasına karar verilip, İİK.nun 349. maddesine dayanılarak duruşmaya katılmadığının kabulü ile şikayet hakkının düşürülmesine karar verildiği saptanmış, 1136 sayılı Avukatlık Yasası`nın 49. maddesinde "Avukatlar Mahkemelere Türkiye Barolar Birliği`nin belirteceği resmi kılıkla çıkmak zorundadırlar" hükmü getirilmiş, Türkiye Barolar Birliği "Avukatların duruşmalara başı açık olarak girmeleri gerekliliğini ilkeye bağlamış", HUMK.nun 70. maddesinde de "Vekil duruşmada münasip olmayan hal ve tavırda bulunması halinde mahkemeden çıkarılır" biçiminde kesin ve buyurucu yöntem öngörülmüş olduğuna göre; 

Yasa kurallara karşı eylemli olarak direnme çabasında görüntülenen ve usulen uyarıldığı halde çağdaş giyim karşıtı olumsuz davranışını kendince algılayabildiği temel hak ve özgürlük kavramına sığınarak sürdürmek isteyen vekilin, duruşmadan çıkarılmasına karar verilmesi usuli norma uygun, gerekli ve tutarlı bir uygulama ise de; bu taktirde yokluğunda hüküm verildiğinin ve gıyabi kararın tebliğ zorunluluğunun doğacağı ve herhangi bir tebligat yapılmadığına göre temyizin ıttıla üzerine ve yasal süresi içerisinde kabulü gerekeceği halde, müşteki vekilinin temyiz isteminin hükmün tefhim tarihi başlangıç alınarak süre yönünden reddine isabet bulunmadığından 10.7.1997 gün ve 2111 sayılı karar kaldırılarak esas hükme yönelik temyiz incelenmesinde; 

HUMK.nun 70/2 maddesine göre vekil disiplinel nedenle duruşmadan çıkarıldığı taktirde belli bir süre tanımıyla asile tebligat yapılması zorunluluğunun gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiştir. (Yargıtay 8. Ceza Dairesi 5.11.1997 T. E. 1997/13604 K. 1997/15032 )”


Avukatın Resmi Kılığı konusuna değinmişken güncel bir  temel hak ve özgürlüğe müdahale olan Avukatların Başörtüsü ile duruşmaya alınmamasına karşı olarak bir karar paylaşmak istiyorum:


DANIŞTAYIN BAŞÖRTÜLÜ AVUKAT KARARI


Avukatlar ve avukat stajyerleri[1] mesleğe yaraşır bir kılık ve kıyafetle başları açık olarak mahkemelerde görev yaparlar. Duruşmalara Türkiye Barolar Birliğince şekli saptanmış cübbe ile ve temiz bir kıyafetle çıkarlar.[2] Erkek avukatlar iklim ve mevsim koşullarının elverdiği ölçüde kravat takarlar.[3] (Meslek Kuralı m.20)
Bu meslek kuralı birçok kez yorumlanmış ve karar altına alınmıştır. Bu günkü karara gelinceye kadar ilgili karar merciilerin görüşleri ortaya konulmuştur.
a- TBB Disiplin Kurulu;
TBB Disiplin Kurulu, icra dairesinde türbanlı olarak icra dosyasına talep aç an avukata disiplin cezası verirken Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi ve Da­nıştay'ın 8. Dairesi'nin bu konuda verdikleri kararlar da içerik olarak, Avukatlık Yasası ve Avukatlık Kanunu Yönetmeliği ile Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları'nı doğruladığı ileri sürmüştür. (TBB Disiplin Kurulu 25.06.2005 T. E.2005/127 K.2005/204)
Hatta daha da ileri giderek “ Kuralın açık anlatımından, avukatların mesleğe yakışır bir giysi ile başları açık olarak mahkemelerde görev yapacakları, duruşmalara ise cübbe ile çıkacakları anlaşılmaktadır. Kuralda belirtilen mahkeme kavramının; belli bir mekânı tanımlama anlamında olmayıp, göreve bağlı bir işlevi tanımladığı, avukatların avukatlık görevlerini yerine getirdikleri mahkeme kalemlerini, Cumhuriyet Savcılıkları ve kalemlerini ve icra müdürlüklerini de kapsayacak şekilde anlaşılması gerektiği, avukatların bu mekânlarda da yukarıda belirlenen kıyafet kararına uygun davranmalarının amaçlandığı ortaya çıkmaktadır. Aksi takdirde avukatların kıyafetlerinin nasıl olacağı belli mekânlara yönelik olarak sınırlanmış olur ki, bu durum avukatlığın yargı içindeki işlevselliğine ve sunulan hizmetin özelliklerine aykırı düşer. “ denilmiştir. 
Bu nedenle, kamu hizmeti gören ve bağlı olduğu kamu kurumu niteliğindeki Baroya bağlı bir avukatın, bu sıfatından kaynaklanan baro genel kurulunda oy verme görevi sırasında, başını türbanla örtmek suretiyle dinsel inançlarını, hatta siyasal nitelikteki bu tavrını ortaya koymasına izin verilemez. 
Baro Genel Kurulunda, Avukatlık Yasasının ve Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 20. maddesine uygun biçimde kılık ve kıyafetle bulunulması herkes için zorunlu bir husustur. Bu bakımdan, oy verme işlemi bir önceki gün başlayan genel kurulun içerisinde olup, oy verme sırasında da genel kurula katılma kıyafetinin benimsenmesi zorunludur. “ sonucuna varılmıştır. “(05.09.2008 T. E. 2008/191 K. 2008/320) Avukata başörtülü oy verme hakkı bile çok görülmüştür.
Aynı kararda “Demokratik bir toplumda, başörtüsü veya türban kullanarak bir dinin gereklerini açıkça sergileyebilme özgürlüğünün, başkalarının haklarının korunabilmesi için kamu düzeni ve kamu güvenliğinin sağlanması ve kamusal hizmetlerin yürütülmesi amacıyla yasaklanmasında hukuka aykırılık bulunmadığı Anayasa Mahkemesi’nin ve Danıştay’ın konuya ilişkin kararlarıyla saptanmıştır. 
Bu nedenle, kamu hizmeti niteliğinde avukatlık hizmeti veren ve laik hukuk düzeni çerçevesinde adaletin yerine getirilmesiyle görevli avukatların, bu hizmeti sunarken veya avukatlık sıfatını kullanarak iş ve işlem yaptıklarında laik hukuk düzeninin gereklerine aykırı davranışlarda bulunmaları kabul edilemez. 
Avukatların belli bir siyasal görüşe ve inanca sahip olması kuşkusuz doğal ve demokratik bir haktır. Ancak avukatlar, siyasal görüşlerinin ve inançlarının gereklerini yerine getirmek ve siyasal görüş ve inançlarını topluma kabul ettirmek amacıyla avukatlığı araç olarak kullanamayacağı gibi, mesleğinin gereklerini yerine getirirken de dinsel simgeler kullanamazlar. “(05.09.2008 T. E. 2008/191 K. 2008/320) görüşüne de yer verilmiştir.
b- Danıştay;

Danıştay ,“Avukatlık yasasının 49. maddesi uyarınca, avukatların resmi kılık ve kıyafetlerini belirleme yetkisi Türkiye barolar birliğine aittir. Bu yetki, avukatların başörtüsü de dahil, yargı görevinin yürütüldüğü yerlerde giymeleri gereken tüm kılık ve kıyafetleri hakkında kurallar konulması da içermektedir.
Tamamen Türkiye barolar birliğinin yetkisinde olan bir konuda Adalet Bakanlığınca görüş belirtilerek, başı örtülü avukatları duruşmaya kabul edip etmemeyi hakimlerin takdirine bırakan dava konusu Adalet Bakanlığı işleminde mevzuata ve hukuka uyarlık görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin (genelgenin)iptaline, oybirliği ile karar verildi.(Danıştay 8.D. 11.06.1998 T. E. 1996/5341 K.1998/2204)[4]

c- Yargıtay;

Yargıtay, “Avukatlık Yasası`nın 49. maddesinde "Avukatlar Mahkemelere Türkiye Barolar Birliği`nin belirteceği resmi kılıkla çıkmak zorundadırlar" hükmü getirilmiş, Türkiye Barolar Birliği "Avukatların duruşmalara başı açık olarak girmeleri gerekliliğini ilkeye bağlamış", HUMK.nun 70. maddesinde de "Vekil duruşmada münasip olmayan hal ve tavırda bulunması halinde mahkemeden çıkarılır" biçiminde kesin ve buyurucu yöntem öngörülmüş olduğuna göre; Yasa kurallara karşı eylemli olarak direnme çabasında görüntülenen ve usulen uyarıldığı halde çağdaş giyim karşıtı olumsuz davranışını kendince algılayabildiği temel hak ve özgürlük kavramına sığınarak sürdürmek isteyen Türbanlı vekilin, duruşmadan çıkarılmasına karar verilmesi usuli norma uygun, gerekli ve tutarlı bir uygulamadır.(Yargıtay 8. CD 5.11.1997 T. E. 1997/13604 K. 1997/15032 )”

Ve Danıştay’ın son kararı; (D a n ı ş t a y 8. Daire Esas No : 2012/5257 T. 05.11.2012-Yürütmeyi Durdurma Kararı)


Dava konusu madde ile avukatlık mesleğinin bir serbest meslek olduğu hususu değerlendirilmeksizin sadece yürütülen hizmetin kamu hizmeti olduğundan bahisle kamu görevlilerinin uymakla yükümlü olduğu yürürlükteki mevzuat hükümleriyle getirilen kurallara benzer nitelikte bir uygulama yapılarak bu kurallar serbest meslek icra eden avukatlar açısından da geçerli hale getirilmiştir.

Bir düzenleyici işlemin hiyerarşik olarak bağlı bulunduğu üst hukuk normlarında düzenlenen konuların, genel ve objektif kuralları açıkça içermesi gerekmektedir. Üst hukuk normlarında açık bir düzenlemeye yer verilmediği durumlarda bir hakkın kullanımının engellenmesi ya da kısıtlanması sonucunu doğuran bir başka düzenleme yapılması hukuken mümkün değildir.

Anayasa ve tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmeler ile güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerin ancak bu maddelerde belirlenen sebeplerin varlığı halinde özlerine dokunulmaksızın ve bu sebeplere dayalı olarak kanunla kısıtlanabilmesi mümkündür. Bu kısıtlamaların ise; Anayasanın özüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı yine Anayasada düzenlenmiştir. 

Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere; dava konusu edilen maddede dayanağı Kanunda yer almayan bu ibareye yer verilmek suretiyle Kanunun amacını aşan nitelikte bir düzenleme yapılmıştır. Böylece dava konusu kural, dayanağı Kanuna aykırı bir niteliğe dönüşmüştür.

Nitekim, dayanağı üst hukuk normunda bu konuda herhangi bir kısıtlama ya da engelleme bulunmadığı halde söz konusu maddede yeralan bu belirlemenin, Anayasa ve tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış olan çalışma hak ve özgürlüğünün ve yine bu düzenlemelerle güvence altına alınmış olan din ve vicdan özgürlüğüne bağlantılı olarak ihlal edilmesi sonucunu doğuracağı da açıktır.

Öte yandan; kimlik belgeleri kişilerin tanınmalarına yarayan resmi bir belge olduğundan kimliğe yapıştırılacak fotoğrafın da ilgililerin özelliklerini belirtecek nitelik taşıması, sahibinin kolayca tanınmasını sağlayacak şekilde olması gerekeceğinden tanınmayı zorlaştıracak başka hiçbir unsurun bulunmaması gerektiği de şüphesizdir.

Nitekim, Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelikte, nüfus ve uluslararası aile cüzdanlarına yapıştırılacak fotoğrafların niteliği belirlenirken kadınların alın, çene ve yüzleri açık olmak şartıyla başörtüsüyle fotoğraf verebileceğine işaret edilmiştir. Böylece başörtülü olarak verilecek fotoğraf açısından da ölçüt bu şekilde ortaya konulmuştur.
Bu hali ile; Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 20. maddesinde yer alan "başları açık" ibaresi ile buna dayalı tesis edilen işlemin üst hukuk normlarına aykırı olması nedeniyle hukuka uygun olmadığı sonucuna varılmaktadır. 


Sonuç olarak;

Öncelikle hemen belirtelim karar kesin bir karar değil, itiraza tabi… İtiraz sonucu da n’olur belli değil. Bu iptal sonucunu doğuran (yürütmenin durdurulması) kararı kesinleşirse, TBB bunu en geç 30 gün içerisinde uygulamak zorunda, netice olarak “başı açık” olmasa da avukatların mesleklerini icra etmesinin önündeki engel kalkıyor… 
Bu çağda hâlâ insanların kılığıyla kıyafetiyle, saçıyla sakalıyla uğraşıyoruz. Dileriz, Türkiye hem bütün başörtüsü ayıplarından, hem de demokrasiyi ilgilendiren özgürlük ve insan hakları ayıplarından bir an önce kurtulur.
























KAYNAKÇA:

●ÇELİK, M.Lamih Avukatlık Meslek Kuralları 2.baskı, Seçkin Yayıncılık 2011

Güner, Semih. Avukatlık Hukuku, Ankara : Yetkin Yayınları, 2007.


Sungurtekin-Özkan, Meral . Avukatlık mesleği : avukatın hak ve yükümlülükleri ,  
İzmir : Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi, 1995.






[1] “Stajyerler-müdafilik yaparken dahi- resmi kılık olan cübbeyi giyemezler.”MAHMUTOĞLU,Fatih Selami&DURSUN,Selman,Türk Hukukunda Müdafiin Yasaklılık Halleri, s.156

[2] “….Temiz olunuz.Yazıhanenin temizliği ve ağırbaşlılığı gibi avukatın üstü başı temiz,yüzü tıraşlı,saçı taranmış,potini boyanmış olması da müşteriye tesir eder.Karmakarışık saçlı,bir karış sakallı avukatın karşındaki adama yapacağı tesir menfidir.Avukat,iş sahiplerine,yalnız ilim ve fazilet üstünlüğünü değil,aynı zamanda,kılık ve kıyafetçe de düzgünlüğünü göstermelidir.Bu,müşteri avlamak için yapılacak bir gösteriş değildir.Bu ,cemiyet hayatının gerçeklendirdiği bir vazifedir.Hele cemiyetin en münevver adamlarındanım diye ortaya çıkmış olan avukat için bir borçtur…..ÖZKENT, Haydar,” Genç Avukatlara Gizli konuşmalar” Adana Barosu Dergisi S. 2007/1, s.225-241

[3] Avukatlık Kanunu
Avukatların Resmi Kılığı
Madde 49 - Avukatlar, mahkemelere, Türkiye Barolar Birliğinin belirteceği resmî kılıkla çıkmak zorundadırlar.

[4] Manisa Barosu Dergisi S. 1998/66, s.109-111.

You Might Also Like

0 yorum